Sapanca'da mimarisiyle büyüleyen süper lüks bir villa

Özellikle yaz aylarında yoğun kullanılacağı düşünülerek tasarlanan proje mimari olarak çağdaş ve yenilikçi çizgiler taşıyor. Bulunduğu çevreyle uyumlu ve yatay olarak yayılım gösteren villanın cephesinde farklı yapı malzemelerinin harmanlandığı bir renk harmonisi dikkati çekiyor.

Villanın tasarımında öne çıkan yönlerden biri pek çok noktada farklı gölgeleme alanlarıyla açık alan kullanımını hedeflemesi. Böylece bahçeden ve teraslardan maksimum fayda elde edilmesine çalışılmış. Yaz aylarında doğal ortamıyla serin bir kullanım sunan açık alanlar aynı zamanda her türlü konfor gereksinimi için de mükemmel şekilde donatılmış.

Her türlü doğal afete dayanıklı bir betonarme yapı olarak tasarlanan villanın dış cephelerinde ise doğal taş ve ahşap kullanımı oldukça hoş bir görüntü yaratıyor. Bunların yanı sıra ayrıca füme ve beyaz renklerin de cephede bulunması toplamda etkileyici bir cephe tasarımına vurgu yapıyor.

Farklı kotları bulunan arazinin gerekli teraslamalar yapılarak kullanışlı hale getirilmesi sağlanmış. Otopark girişi için hazırlanan yolun devamında kalan atıl alanlar su öğesiyle bir peyzaj unsuru haline getirilmiş. Yine yaz ayları düşünüldüğünde serinlik de sağlayacak bir uygulama olarak bu bölümün tasarımı şık olduğu kadar da pratik.

Bu segmentte yer alan konutların her türlü şarta uygun olması ve her türlü ihtiyaca cevap verebilmesi gerekir. Bu yüzden altyapı üzerine detaylı bir çalışma yapılmış ve hiçbir şey eksik bırakılmamış. En az üç araç kapasiteli yarı kapalı otopark da bunlar arasında yer alıyor.

Evin iç kısımları müşteri talebi doğrultusunda daha lüks ve iddialı bir tarzda tasarlanmış. Modern bir çizginin hakim olduğu iç mekânlar, girişten itibaren insanı kuşatan mermer zeminle etkileyici bir görüntü oluşturuyor.

Villanın giriş katında salon, mutfak, antre ve odalara açılan kapılar aynı bütünün parçaları olarak birlikte ele alınmış. Hepsinde ortaklaşan mermer zeminin yanı sıra akıllı aydınlatma uygulamaları sayesinde son derece ferah bir ortam elde edilmiş. Olduğundan da yüksek olarak algılanan tavanlar bu bölümdeki tasarım becerisini yansıtıyor.

Salon mobilyaları görünümleriyle iddialı oldukları kadar konfordan da ödün vermiyor.

Salonda oturma bölümü ile yemek bölümü hafif seperasyonlarla ayrılmış. Bu sayede mekânın genişliği kaybedilmeden ayrı ayrı kullanım imkânı yaratılmış.

Zeminlerdeki mermer kullanımına ek olarak TV ünitesinin fonunda bulunan duvarda da çok şık bir siyah mermer kaplaması kullanılmış. Zemindeki beyaz mermer ile harika bir kontrast oluşturan bu uygulama salon mobilyalarını da güçlü bir şekilde vurguluyor.

Salonun bir diğer parçasını oluşturan yemek bölümü, gerek yemek masası ve sandalyeleri, gerekse yemek takımı ve aydınlatmalar gibi detaylarla gerçek anlamda krallara layık bir ortam sunuyor.

Villanın pek çok noktasında olduğu gibi siyah ve beyazın ahşap dokusuyla bir arada kullanıldığı mutfakta yalın ve modern çizgiler öne çıkıyor. Fonksiyonel bir kullanımın hedeflendiği bu bölüm, köşeli ve çıkıntısız hatlarıyla oldukça akıcı bir görünüme sahip.

Salonun bir ucunda oturma bölümü, diğer ucunda ise mutfak bulunuyor. Yemek bölümü bu ikisinin arasında kalırken mutfakla daha yakın bir komşuluk ilişkisi içinde düşünülmüş. Bu iki farklı bölüm tasarımlarıyla da belli bir kontrast oluşturarak birbirlerini daha güçlü bir şekilde vurguluyorlar.

Villanın banyolarında nispeten sade ve yalın bir tarz benimsenmiş. Beyaz ağırlıklı banyo dekorasyonunda geniş ayna ve büyük dolaplar dikkat çekiyor.

Merkezi olan İzmir'le sınırlı kalmayan 50'nin üzerinde projede imzası bulunan Vero Concept Mimarlık bu villayla birlikte ultra lüks konut segmentinde kendini bir kez daha kanıtlıyor. Bulunduğu bölgede bir yıldız gibi parlayacak bu proje, dünya standartlarında mimarisi ve dekorasyonu ile sahiplerine muhteşem bir yaşam deneyimi vaat ediyor.

Yine Vero Concept imzası taşıyan farklı bir projeyi incelediğimiz İzmir'de prestijli bir hukuk ofisinin modern tasarımı yazımız da ilginizi çekebilir.