Bakırköy'ün yeni sanat merkezi

Aydin Sanli Aydin Sanli
Leyla Gencer Opera ve Sanat Merkezi, Cemal Mutlu Architects Cemal Mutlu Architects Ticari alanlar
Loading admin actions …

Bakırköy her alanda geliştiği gibi kültür sanat alanında da İstanbul'un en önemli ilçelerinden biri olma özelliğini elinde bulunduruyor. Bünyesinde Türkiye'deki dört ödenekli şehir tiyatrosundan birini bulunduran Bakırköy Belediyesi ilçedeki kültür sanat yapılarına bir yenisini daha ekledi. Bakırköy Osmaniye'de yanındaki parkla bütünleştirilerek tasarlanan yapıya ünlü operacımız Leyla Gencer'in ismi verildi. 

Balkonla birlikte 910 kişi kapasiteli salon her türlü tiyatro ve dans gösterisinin yanı sıra çok kalabalık olmayan opera gösterilerinin de sergilenmesine uygun olarak hazırlandı. Bu görkemli ve çevresiyle uyumlu yapının mimarisi ise Cemal Mutlu'ya ait.  Son derece başarılı bir eğitimin ardından meslek hayatında da sayısız başarıya imza atan yüksek mimar Mutlu, mottosunu yaşadığımız çevreyi daha iyi ve mutlu yaşanır bir yere dönüştürmek olarak açıklıyor. 

Kültür sanat etkinliklerini Bakırköylüler için bir adım daha yaklaştıran kültür merkezine yakından bakacağız. Hazırsanız başlayalım. 

Dış cephe

Parkın içinde konumlanan binanın önünde harika bir havuz bulunuyor. Havuz binaya büyüleyici bir etki katıyor. Binanın dışındaki dev ekran ise salonda gerçekleştirilen faaliyetleri anında dışarıya yansıtacak bir teknolojiye sahip. Böylelikle sanatı kapalı kapılar ardından kurtarıp, sadece bilet alabilen küçük bir zümrenin eğlence aracı olmaktan  çıkararak geniş bir kitleye yaymak hedeflenmiş. 

Resimde gördüğünüz metal dikmeli rampa bağlantılı olduğu katlardan meydana inmeye yararken, rampa ve hemen onun arkasındaki taş yüzey, iç fuaye duvarı üzerinde güneşin zaman içindeki hareketi ve altındaki havuzun yansımaları ile oluşan sürekli bir ışık gölge dansı/oyununa zemin oluşturuyor. 

Binanın iç aydınlatması ise binayı akşamları ışıl ışıl parlayan bir hale getiriyor. 

Arka cephe

Binanın dış cephesinde estetik dokulu bir beton kullanılmış. Çok fazla pencere kullanılan ön cepheye nazaran arka cephede pencere kullanımı minimumda tutulmuş ve beton doku ortaya çıkarılmış. Binanın iç aydınlatması kadar dışarıdaki aydınlatma da başarılı ve binanın güzelliğinin vurgulanmasına yardımcı oluyor. Parkın içinde konumlandığını söylediğimiz kültür merkezi inşaatıyla birlikte parkın peyzajına da el atılmış ve ortaya Bakırköylülerin nefes alabilecekleri yeşil bir meydan çıkmış. Parka eski ağaçlara ek olarak yeni ağaçlarda dikilmiş. Binanın 25, 50 ve 100. yıllarının kutlandığı senelerde genç ağaçların büyüyüp serpildiğini görmek gelecek kuşaklara nasip olacak. 

Nefes kesen salon

Girişte de belirttiğimiz gibi salon balkonla birlikte 910 koltuğa sahip. Sahne girişin bir alt katında bulunuyor ve salon bina boyunca yükseliyor.Tüm salonda ahşabın hakimiyeti göze çarpıyor. Sadece zemin, sahne ve koltuk kaideleri değil, duvarlar bile ahşapla kaplanmış. Salon sahip olduğu son sitem ışık ve ses sistemlerinin yanı sıra akustik açıdan da başarılı bir kültür sanat mekanı olmuş. Sahne de teknik imkanlar açısından zengin biçimde tasarlanmış. Döner sahne ve orkestra çukuruyla opera ve tiyatro gösterilerinde yönetmenlere çeşitli reji olanaklar sunulmuş. 

Fuaye alanı

Binanın her üç katında da salona giriş bulunmakta ve bu girişler geniş birer fuaye alanı olarak hizmet veriyor. Bu fuayeler birer sergi salonu işlevi de görüyor. Binada Bakırköylü sanatçıların tabloları ya da Bakırköylü okulların çalışmalarının sergilenebileceği üç farklı salon olduğunu söylemek mümkün. Binanın en üst katıysa çocuk kulübü olarak hizmet veriyor. Gündüz kreş olarak kullanılan bu alan akşam salondaki faaliyetlere gelen ailelerinin çocuklarını güvenle bırakabileceği bir mekana dönüşüyor. Anneler babalar sahnede sergilenen gösteriyi izlerken çocuklar da yeni edinecekleri arkadaşla çocuk kulübünün tadını çıkarabiliyor. 

Umarız Türkiye'deki tüm belediyeler Bakırköy Belediyesi'nin bu muhteşem salonunu örnek alarak kapasite açısından yeterli salonlar inşa ederler de, popüler gösteriler maliyet açısından ancak İstanbul'un belli salonlarında sergilenebilir olmaktan çıkar ve eskiden olduğu gibi tiyatroların turne imkanları artar. Şunu söylemekte de fayda görüyoruz. Belediyelerin bu tarz bir projeye karar verdiklerinde muhakkak Cemal Mutlu gibi portfolyosunda başarılı sanat mekanları olan ve bu işten anlayan mimarlara danışırsa milli servet heba edilmemiş olur. 

Eskişehir'de bulunan bir başka ilgi çekici kültür merkezi projesini görmek için tıklayın.

Bu kompleksi siz nasıl buldunuz? Fikirlerinizi yorum kısmında bizimle paylaşabilirsiniz.

Ev projenizle ilgili yardıma mı ihtiyacınız var?
Bizimle temasa geçin!

Öne çıkan makaleler